2. Dinle ve bize merhamet et, Rabbim, çünkü sana karşı günah
işledik.
3. Sen sonsuza dek tahtında oturuyorsun, oysa bizler sürekli
olarak ölüyoruz.
4. Her Şeye Gücü Yeten Rabbim, İsrail'in Tanrısı, İsrail'de ölümü
yakın olanların duasını dinle. Sana karşı günah işleyenlerin ve Rableri
Tanrı'nın sesini dinlemeyenlerin oğullarını dinle, bu nedenle başımıza felaketler
geldi.
5. Atalarımızın yaptığı kötülükleri aklına getirme, ama kendi kudretini
ve adını anımsa.
6. Kuşkusuz sen Rabbimiz Tanrı'sın ve seni övmek istiyoruz Rabbim.
7. Çünkü sen yüreklerimizi saygıyla doldurdun ve adını çağırmamız
için bizi yüreklendirdin. Sürgündeyken seni övmeyi çok istiyoruz, çünkü sana
karşı günah işleyen atalarımızın kötü isteklerini yüreklerimizden attık.
8. Bugünkü durumumuza bak, bizler şimdiye dek sürgündeyiz. Sen
bizleri dört bir yana dağıttın, tiksinti veren, lanetlenmiş, mahkûm biri gibi.
Rabbimiz Tanrı'yı terkeden atalarımızın yaptığı kötülükleri böylece
cezalandırdın.
9. Yaşam veren buyrukları dinle, ey İsrail, Dinle ve bilginin
anlamını öğren.
10. Neden, İsrail, neden düşmanlarının ülkesindesin, Yabancı bir
ülkede günden güne yaşlanarak,
11. Ölülerle birlikte kirlenerek, Şeol'e gidenleri hesaba katarak?
12. Çünkü bilgelik pınarını terk ettin.
13. Tanrı yolunda yürümüş olsaydın, Sonsuza dek barış içinde
yaşardın.
14. Bilginin, gücün nerede olduğunu öğren, Usun nerede olduğunu
öğren. Böylece günlerin uzunluğunu, Yaşamın nerede olduğunu öğren, Göz ışığının
ve barışın nerede olduğunu öğren.
15. Ama onun nerede yaşadığını kim biliyor? Onun hazinelerle dolu
evine kim girdi?
16. Ulusların önderleri şimdi nerede? Yeryüzündeki hayvanları bile
yönetenler,
17. Gökteki kuşlara buyruk verenler, İnsanlığın güvendiği gümüş ve
altın biriktirenler, Sonsuz malları olanlar,
18. Üstün çabalarla ve telaşla Gümüş işleyip kazanç edinenler şimdi
nerede?
19. Onlar yok oldu, aşağıya Şeol'e gitti. Onların yerine başkaları
geldi,
20. Daha yeni kuşaklar gelişti. Şimdi de onlar yeryüzünü kapladı,
Ama bilgi yolunu öğrenmediler, Bilginin yollarını tanıyamadılar.
21. Oğulları bilgiyi elde edemedi, Onun yolundan uzak kaldı.
22. Kenan ülkesinde ondan söz edilmedi, Teman'da onu gören olmadı.
23. Hacer'in
oğulları dünya bilgeliğini ararken, Merran ve Teman'daki tüccarlar, Masal
anlatanlar, filozoflar, Bunlardan hiçbiri bilgeliğe giden yolu bulamadı, Ya da
onun nerede yürüdüğünü bilemedi.
24. Ey İsrail, Tanrı'nın evi ne denli büyük, Ülkesi ne denli
kocaman,
25. Olağanüstü geniş, Sonsuza dek yüksek!
26. Devler orada doğdu, Eski çağlardan beri onlar bizim için
ünlüydü, Olağanüstü uzun, savaşta becerikli.
27. Tanrı onları seçmedi, Bilgiye giden yolu onlara bildirmedi.
28. Bilgelikten yoksun oldukları için, Kendi budalalıklarından yok
oldular.
29. Göğe tırmanıp onu yakalayan var mı? Onu bulutlardan aşağıya
getiren var mı?
30. Okyanusu aşıp onu bulan var mı? Som altın karşılığında onu geri
getiren?
31. Ona giden yolu kimse bilmiyor, Yürüdüğü yolu kimse bulamıyor.
32. Ama O her şeyi biliyor, onu da tanıyor, Kendi aklı ile onu
kavradı, Yeryüzünü sonsuza dek sağlam yaptı, Onu dört ayaklı hayvanlarla
doldurdu.
33. Işığı gönderiyor ve ışık gidiyor, Geri çağırıyor ve ışık
titreyerek boyun eğiyor.
34. Yıldızlar zamanı gelince sevinçle parlıyor, Onları çağırdığı
zaman yanıt veriyorlar: "Biz buradayız" diyorlar, Kendilerini yaratan
için kıvançla parlıyorlar.
35. Tanrımız O'dur, Kimse O'nunla kıyaslanamaz.
36. Bilginin tüm
yolunu kavradı, Onu kulu Yakup'a, Sevgilisi İsrail'e bildirdi.
37. Böylece onun
yeryüzünde görünmesini, İnsanlar arasında dolaşmasını sağladı.